İçinde yaşadığımız XX. yüzyılda bütün dünya ülkeleri ve bu arada Türkiye'de çok önemli çevre problemleri ile karşı karşıyadır. Endüstri sahasındaki hızlı gelişmeler ve bu sahalardaki süratli nüfus artışı insan sağlığını önemli boyutlarda olumsuz yönde etkilemektedir. Hava, su ve toprak kirliliği adı altında toplanan bu problemler yoğunlukta oldukları ülkelerde genelolarak çok çeşitli ve karmaşık bir yapı göstererek insan, hayvan ya da bitkilerle diğer canlıların yaşama ortamlarında büyük zararlara sebep olmaktadırlar. Teknolojik gelişme ve şehirleşme insanların hava ve su gibi iki temel ihtiyacını kirletmekte, insanların bu iki temel ihtiyaçtan yeterince faydalanmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum kanımızca, yirminciyüzyılın sonuna yaklaştığımız bir sırada insan sağlığı ve ınutluluğunu olumsuz bir şekilde etkilemektedir.