Çevre kirlenmesi, çevrenin fiziksel, kim yasal ve biyolojik etkenlerle doğal durum unda oluşan dengesizlikten kaynaklanm aktadır. Y aklaşık 1 m ilyon yılı aşkın bir süredenberi doğal k ay n a k la n söm ürücü bir şekilde kullanıp onu tüketeni insan, dengenin bozulm asında en önemli rolü oynam ıştır. M ezopotamya bunun en canlı örneğini gösterm ektedir. Nitekim, A surilorin ve Babillerin egemenliği altında en p arlak dönemini yaşayan ve verim li topraklarım da yetiştirdiği ürünlerle O rta Doğu’nun tarım am barını oluşturan Mezopotamya, daha sonraları özellikle yukarı y ağış havzalarındaki orm anların tah rip edilmesi, yanlış arazi kullanm a sonucu doğal dengesini yitirm iş ve Insa sürede sellerle taşınıp gelen toprak, çakıl, taş ve kayalarla dolmuş, sulam a şebekeleri tam am iyle harap olmuş ve tüm tarrm alanları verim liliğini kaybetm iştir. O rta Doğu’nun, Lübnan, Suriye, İra n gibi ülkelerinden de buna ait örnekler verm ek m üm kündür. Doğal dengenin bu şekilde bozulması şüphesiz sadece tarım alanlarının elden gitm esiyle kalm am ış bu yazım ızda işlediğimiz, tü m canlıların yaşam m ı önemli ölçüde teh d it eden çevre kirlenm esi sorunlarım ortay a çıkarm ıştır. D iğer ta ra fta n orm anların sadece odun ham m addesi üreten bir var-, lık olmadığı, özellikle m em leketim izin de içinde bulunduğu k u rak ve yarıkurak m ıntıkalarda orm anların toprağı koruyucu, su üretici ve su ekonomisini düzenleyici, otlatm a ve yem ürünü sağlayıcı, yaban hayvanlarının gereksinim ini karşılayıcı, insanlara rekreasyon olasılığı hazırlayıcı ve nihayet çevre kirlenm esini önleyici fonksiyonu olduğu artık herkesçe bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.